TEDAVİLER
GLOKOM (GÖZ TANSİYONU) İÇİN FORMU DOLDUR!
Lütfen "Ben robot değilim" olarak işaretleyiniz.

Glokom (Göz Tansiyonu)

Göz tansiyonu ya da bir diğer adıyla glokom, halk arasında “karasu hastalığı” olarak da bilinmektedir. Göz içi basıncın artışı nedeniyle optik sinirlerin tahribatı ile sonuçlanan bir göz hastalığıdır.

Göz tansiyonu sinsi bir hastalıktır, belirtileri yavaş ilerler ve müdahale edilmediği süreçte görmede sürekli bir azalma yaşanır. Bu süreç boyunca kalıcı görme kaybına neden olabilmekle beraber, müdahale edilmediği taktirde sürecin sonu kalıcı körlükle sonuçlanabilmektedir. Bu yüzden glokom hastalığının erken tanı ve tedavi ile kontrol altına alınması kritik bir öneme sahiptir.

goz-tansiyonu-nedir-belirtileri-nelerdir

Glokom (göz tansiyonu) hastalığının 2 türü diğerlerinden daha çok görülmektedir. Açık açılı olan tür yavaş ve ağrısız bir biçimde ilerlerken uzun süre hiç belirti vermeyebilir. Kapalı açılı glokom ise bir anda belirti verebilmektedir. Bu yüzden göz tansiyonu belirtileri bir anda ortaya çıkabileceği gibi yavaş yavaş da ortaya çıkabilmektedir.

Göz tansiyonu gözün her iki tarafını da etkiler. 40 yaş üzerindeki kişilerde görülme ihtimali daha yüksek olmakla birlikte 60 yaş üzeri kişilerin yaşadığı görme problemlerinin en yaygın nedenidir.

Göz Tansiyonu (Glokom) Nedir?

Göz tansiyonu, göz merceğini besleyen akör sıvının, trabeküler ağın tıkanması nedeniyle dışarı atılamaması sonucunda, göz içi basıncın anormal artışı ve optik sinirlerin tahribatıyla oluşan bir göz hastalığıdır.

Glokom hastalığında gözün içindeki sıvı birikimi, görme yeteneğine zarar verecek kadar yüksektir. Zaman içerisinde sıvı birikimiyle birlikte dolaylı olarak optik sinirlere olan baskı da artar. Bu durum ise görmeden sorumlu olan göz sinirinde oluşan tahribatı arttırmaktadır. Göz tansiyonu ilerledikçe kişinin görme alanında gitgide daralma gerçekleşir.

Bahsi geçen basınç artışı ile ilgili kesin bir eşik söz konusu değildir. Bir kişide bu basınç diğerinden daha yüksek olmasına rağmen görme sinirlerinde tahribat başlamamış ve glokom hastalığı ortaya çıkmaya başlamamış olabilir.

Görme sinirlerinin yapısından kaynaklı olarak bu sinirlerin kendilerini yenilemesi veya cerrahi müdahale ile eski haline getirilebilecek biçimde onarılması mümkün değildir. Görme sinir hasarı oluştuğu andan itibaren glokom ilk evresi başlamış olur. Bu yüzden hastalığın erken tanısı, tedavi için önem kazanmaktadır.

Glokom Nedenleri ve Risk Faktörleri Nelerdir?

Göz tansiyonu (glokom) temelde tek bir nedenden ortaya çıkmaktayken oluşumunu tetikleyen bazı farklılıklar görülebilmektedir.

Görme merceğinin korunup beslenmesi amacıyla üretilen göz sıvısına akör hümör sıvısı denilmektedir. Glokom, bu sıvısının eşzamanlı olarak boşaltımından sorumlu olan kanalların (trabeküler ağ) tıkanmasıyla başlar.

Akör hümör sıvısının yeterli düzeyde atılamaması ve birikmesiyle birlikte basınç artışı olur. Bu basınç, görmeden sorumlu optik sinirlere baskı yaparak kademeli olarak hastanın görüşünde azalmaya neden olmaktadır. Buna bağlı olarak zaman içerisinde bu basıncın artmasıyla birlikte sinir lifi tahribatı da artmaktadır.

Eğer bu basınç dengelenemez ve bu basınç şiddetli biçimde devam ederse körlük oluşmaktadır. Hastaların bazılarında göz içi basıncı normal seviyelerde olmakla birlikte görme sinirlerinde kan akışının normal olmaması sebebiyle görme siniri tahribata uğrarlar.

Bu sinirlerin zaman içinde ölmesiyle birlikte kalıcı görme kaybı oluşmaktadır. Tedavi için geç kalındığında kalıcı körlük riski ortaya çıkmaktadır.

Ayrıca tek başına gözün içinde sıvı birikimi göz tansiyonu tanısının konulması için yeterli değildir. Bu duruma eşlik eden optik sinirlere baskı sonucunda görme kaybı durumunun ortaya çıkması gerekmektedir.

  • Glokomda göz içi basıncı yüksek olan kişilerde hastalık riski yüksektir. Ancak bu durum mutlaka glokom hastalığı ile sonuçlanacak anlamına gelmez.
  • Kornea kalınlığının ince olması hastalık için risk faktörü oluşturmaktadır.
  • Glokom, her yaşta görülebilen bir problem olmakla birlikte 40 yaş üstü kişilerde daha sık rastlanmaktadır. 60 yaş üzerinde ise risk çok daha yükselir. Aynı zamanda yaş ilerledikçe kişi için hastalık riski artmaktadır.
  • Hastalığın kalıtsal sebeplerle de ortaya çıkabileceği dikkate alınmalıdır.
  • Glokom hastalığının genetik ile ilişkisi de söz konusu olabilmektedir. Aile bireylerinde hastalık geçmişi olan kişilerde hastalık gelişme ihtimali daha yüksektir. Bu kişiler yılda bir kez düzenli olarak kontrollerini yaptırmalıdırlar.
  • Şeker hastalığı (diyabet), hipotirodizm (guatr) hastası kişiler ile birlikte kalp hastalığı ve yüksek tansiyon hastalarında hastalığın riski daha yüksektir.
  • Sigara birçok retinal hastalık için risk unsuru olduğu gibi glokom için de bir risk unsurudur.
  • Uzun süreli kortizon tedavileri risk faktörü oluşturmaktadır.
  • İleri derecede göz yaralanmaları glokom riskini ortaya çıkarabilmektedir.
  • Yüksek dereceli hipermetrop ve miyop, göz tansiyonu ortaya çıkma riskini arttırmaktadır.

Klima Göz Kuruluğu Yapar mı?

Evet, klima kullanımı göz kuruluğuna neden olabilir. Özellikle uzun süreli klima maruziyeti, havadaki nem oranını azaltarak göz yüzeyindeki gözyaşı tabakasının buharlaşmasına yol açar. Bu durum, özellikle glokom hastalarında daha fazla rahatsızlık hissine neden olabilir, çünkü bazı glokom ilaçları (örneğin damlalar) da göz kuruluğunu artırabilir. Bu nedenle, glokom hastalarının klima karşısında uzun süre kalmaktan kaçınmaları ve göz nemlendirici damlaları kullanmaları önerilir.

Klima kaynaklı göz kuruluğu, göz sağlığını olumsuz etkileyebileceği gibi, glokom tedavisinin konforunu da azaltabilir. Göz yüzeyindeki kuruluk, tedaviye uyumu düşürebilir, bu nedenle çevresel etkenlere karşı dikkatli olunmalıdır.

Glokom Tanısında Pakimetri (Pakimetre) Kullanımı

Glokom tanı ve tedavi sürecinde göz içi basıncının doğru ölçülmesi büyük önem taşır. Bu noktada pakimetri (diğer adıyla pakimetre cihazı ile yapılan ölçüm), kornea kalınlığını belirlemek için kullanılır. Kornea kalınlığı, göz içi basınç ölçümünün doğruluğunu doğrudan etkiler. Özellikle ince korneaya sahip bireylerde, ölçülen basınç değeri olduğundan düşük çıkabilir. Bu nedenle, pakimetri ile kornea kalınlığı ölçülerek doğru glokom tanısı konulabilir ve uygun tedavi planı oluşturulabilir.

Göz Tansiyonu Neden Olur?

Glokom Riskini Nasıl Önlenebilir?

  • Düzenli göz muayenesi, göz basıncı kaynaklı önemli bir hasar oluşmadan önce, sorunun tespiti için kritik öneme sahiptir. 40 yaş öncesi her 5 yılda bir, 40 yaş sonrası her 3 yılda bir, 60 yaş sonrası ise her yıl düzenli muayene yaptırmak glokomun erken tanısı için kritik öneme sahiptir.
  • Ailenizin sağlığınızın geçmişi hakkında bilgi sahibi olun: Göz tansiyonu hastalığına yakalanma riskinde genetik faktörler önemli bir rol oynamaktadır. Hastalık riski ve önceden tespiti için aile geçmişinin bilinmesi önemlidir. Aile geçmişinde bu hastalıktan olan kişilerin düzenli olarak muayene yaptırmaları önemlidir.
  • Düzenli egzersiz ve hareketli bir yaşam tarzı hastalık riskinin azalması için önem arz etmektedir. Kötü alışkanlıklara sahip olmamak ve sağlıklı bir yaşam hastalık riskinin azaltılmasında etkilidir.
  • Ciddi göz yaralanmaları glokoma sebebiyet verebilmektedir. Bu yüzden mutlaka tedbirli davranın.
  • Eğer doktorunuz tarafından size herhangi bir göz damlası reçete edildiyse bunun düzenli kullanımı hastalığın ortaya çıkmasının engellenmesine yardımcı olabilmektedir.

Göz Tansiyonu (Glokom) Belirtileri Nelerdir?

Göz tansiyonu belirtileri, hastalığın erken evrelerde kendini göstermezken farklı hastalarda farklı belirtiler görülebilmektedir. Hastalığın sık belirtileri ise şu şekildedir:

  • Akör hümöz sıvısının gün içerisindeki seviye değişiminden kaynaklı olarak ortaya çıkan göz kapağı ve çevresinde ağrıya eşlik eden baş ağrısı,
  • Gözde gerginlik ve sertlik hissi, üzerine bastırınca oluşan ağrı hissi,
  • Alın bölgesinde ağrı,
  • Görüş açısının birdenbire veya hızlı bir şekilde kapanması,
  • Mide bulantısı,
  • Geçici görme bulanıklıkları ve geceleri ışıkların etrafında haleler görülmesi gibi glokom belirtileri hastalar tarafından belirtilmektedir.

Ayrıca çocukluk çağında görülen türlerinde ışığa karşı hassasiyet ve gözlerde sulanma gibi belirtiler görülmektedir.

göz tansiyonu belirtileri

Ne Zaman Doktora Görünmelisiniz?

Genellikle sabah saatlerinde düzenli olarak kendini gösteren şiddetli baş ağrısı şikayeti ile birlikte belirli zamanlarda bulanık görme gibi bir sorun da hastaların şikayetlerine eşlik edebilmektedir.

Ayrıca ailesinde glokom öyküsü bulunan kişiler, belli başlı belirtilere karşın daha hassas davranmalıdırlar ve yılda 1 kez düzenli kontrole gitmelerinde fayda vardır. Son olarak şiddetli baş ağrısı ve göz ağrısı ile birlikte görüş açısında akut kapanma problemi yaşayan kişilerin vakit kaybetmeden bir göz doktoruna başvurmaları gerekmektedir.

Göz tansiyonu kaç olmalı?” sorusunu birçok kişi merak etmektedir. Bu sorunun cevabı kişiden kişiye değişebilmektedir. Göz tansiyonu göz içerisinde bulunan sıvı miktarı yarattığı basınca göre bir değer alır. Bu değerlerin sınırı aşıldığında kişinin görüşünde çeşitli olumsuz semptomlar oluşabilmektedir. Bu nedenle göz doktoru tarafından düzenli aralıklarla göz tansiyonu ölçümü önemlidir.

GÖZ DOKTORLARIMIZDAN RANDEVU ALMAK İÇİN TIKLAYIN

Glokom Türleri Nelerdir?

Glokomun birbirinden farklı türleri mevcuttur. Her bir tür birbirinden farklı semptomlar gösterebilmektedir ve hastalığın tedavi seçenekleri farklılaşabilmektedir. Glokom türleri şunlardır:

  • Açık açılı glokom
  • Açı kapanması glokomu,
  • Normal basınçlı,
  • Yaralanma sonrasında gelişen,
  • Çocuklarda görülen glokom tipi,
  • Eksfoliasyon sendromu,
  • Konjenital glokom,
  • Oküler hipertansiyon,
  • Pigmenter,
  • Novasküler glokom

olmak üzere farklı türleri mevcuttur.

Glokom Teşhisi Nasıl Gerçekleştirilir?

Göz tansiyonu teşhisi, kapsamlı ve çeşitli tetkikler aracılığıyla koyulmaktadır. İlk olarak hastanın, tonometri cihazı ile glokom ölçümü yapılır. Sonrasında optik sinirlerde bir hasar olup olmadığının tespiti için fundus muayenesi gerçekleştirilir.

Bu noktadan sonra ilgili hekim tarafından gerekli görülürse glokoma yönelik çoklu testler de uygulanabilir. Akut glokom krizlerinde ise hasta çok daha belirgin semptomlar gösterdiği için teşhis çok daha kolaydır. Bu tip durumlarda hastaya acil müdahale yapılmaktadır.

Çünkü ne kadar geç müdahale edilirse hastanın görme alanı kaybı o kadar çoğalır. Hastalığın teşhisinde uygulanan yöntemler ve testler şunlardır:

  • Göz içi basınç ölçülmesi ve drenaj açısının incelenmesi,
  • Optik sinir muayenesi (oftalomoskopi),
  • Bilgisayarlı görme alanı testi,
  • OCT,
  • HRT

gibi testlerin bir kısmı veya tamamı uygulanarak glokom hastalığına yönelik teşhis sağlanabilmektedir.

Göz Tansiyonu Tedavisi Nasıl Yapılır?

Görme sinirlerinin tahribatı nedeniyle görüşümüzde gerçekleşen hasar geri döndürülemezdir ama kontrol altına alınabilmektedir. Glokom tedavi yöntemleri arasında ilaçla uygulanan tedavilerde hastalık kontrol altında tutulamadığı taktirde diğer yöntemler de uygulanabilmektedir.

Göz tansiyonu tedavisi yöntemleri, göz damlaları ve destek olarak ağızdan alınana ilaçlar, lazer tedavileri ve cerrahi müdahaleler, hastalığın ilerlemesini engellemek ve kontrol altında tutmak için uygulanmaktadır. Bahsi geçen tedavilerden yalnızca bir tanesi uygulanabileceği gibi bazı hastalarda, hastalığın durumuna göre komplike uygulamalar da söz konusu olabilmektedir.

Selektif Lazer Trabeküloplasti (SLT)

SLT (Selektif Lazer Trabeküloplasti) uygulaması glokom tedavisi için uygulanan oldukça hızlı ve pratik bir yöntemdir. Birçok hastanın glokom ameliyatı ile karıştırdığı bir yöntemdir. Ancak cerrahi müdahalenin söz konusu olmadığı muayenehane ortamında gerçekleştirilmektedir.

Tedavi, gözün anestezik damla kullanılarak uyuşturulmasıyla başlar. Sonrasında akör sıvının dışa akımını sağlayan trabeküler ağa 40-60 saniye arasında lazer ışınları verilir. Bu sayede, akör sıvı göz içinden dışa boşaltıldığı daralmış ve tıkanmış kanalların genişletilmesi sağlanır. SLT en geç 1-3 ay sonra etkisini gösterebilmekteyken. Glokom hastalarının büyük çoğunluğunda göz içi basınç %25-30 arasında düşmektedir.

Lazer tedavisi 1-5 yıl arasında etkisini gösterir ve bu süreden sonra tekrarlanması gerekmektedir. SLT uygulaması ilaç tedavisinden sonuç alamayan veya kullandıkları ilaçların yan etkilerinden şikayeti olan hastalara uygulanabilmektedir.

SLT HAKKINDA BİLGİ ALMAK İÇİN TIKLAYIN

glokom göz tansiyonu

Göz Tansiyonu Kaç Olmalı

Sağlıklı bir yetişkinde göz tansiyonu 10 ile 21 mmHg arasında olmalıdır.
Bu değer “normal aralık” olarak kabul edilir.

Ancak bu sınır herkes için aynı değildir.
Bazı kişilerin görme siniri daha hassastır ve 18 mmHg bile yüksek sayılabilir.
Bazı kişilerde ise 22–23 mmHg olmasına rağmen sinirde hasar görülmeyebilir.

Bu nedenle tek başına sayı değil, sinir sağlığı da değerlendirilir.

Göz Tansiyonu (mmHg) Değerlendirme Açıklama
10 – 21 Normal aralık Genellikle sağlıklı göz basıncı
22 – 25 Sınırda yüksek Takip gerekir, risk grubudur
26 ve üzeri Yüksek Glokom veya başka neden düşünülür

Göz tansiyonu kişiye özeldir; her “yüksek değer” glokom anlamına gelmez,
ama her glokomda basınç normalmiş gibi görünebilir.

Göz Tansiyonu Ölçümü Nasıl Yapılır?

Göz tansiyonu, tonometri adı verilen bir ölçümle belirlenir.
Bu işlem kısa, ağrısız ve güvenli bir testtir.

En sık kullanılan yöntemler:

  1. Hava üflemeli tonometre:
    Gözün yüzeyine kısa bir hava darbesi uygulanır.
    Basınç ölçülür ancak bazen küçük sapmalar olabilir.

  2. Goldmann aplanasyon tonometresi:
    En doğru ölçüm yöntemidir.
    Göz yüzeyine anestezik damla damlatıldıktan sonra özel bir cihazla ölçüm yapılır.

  3. Taşınabilir tonometreler (el tipi):
    Ameliyat sonrası veya ev ziyaretlerinde kullanılabilir.

Tüm ölçümler, aynı gün içinde bile farklı sonuçlar verebilir.
Bu yüzden göz tansiyonu ölçümleri saat bazında değişkenlik gösterdiği için
doktorlar genellikle “24 saatlik basınç profili” takibi yapar.

Göz Tansiyonu Gün İçinde Değişir mi?

Evet, göz tansiyonu sabit değildir.
Günün saatine, vücut pozisyonuna, sıvı dengesine ve stres seviyesine göre değişebilir.

Sabah erken saatlerde genellikle daha yüksektir.
Bu yüzden glokom şüphesi olan hastalarda ölçümler sabah yapılır.

Ayrıca sıvı alımı, uyku pozisyonu, egzersiz, kafein, stres ve ilaç kullanımı da
basınç değerlerini etkileyebilir.

Göz Tansiyonu Neden Yükselir?

Göz tansiyonunun yükselmesine yol açan çeşitli nedenler vardır:

  • Genetik yatkınlık

  • İleri yaş

  • Şeker hastalığı

  • Uzun süreli kortizon kullanımı

  • Miyopi (özellikle yüksek dereceli)

  • Göz yaralanmaları

  • Tıkanmış göz kanalları

  • Damar dolaşım bozuklukları

Bazı durumlarda hiçbir belirti olmadan göz tansiyonu yavaş yavaş yükselir.
Bu nedenle belirtileri beklemeden düzenli kontrol en etkili önlemdir.

Normal Basınçlı Glokom Nedir?

Bazı kişilerde göz tansiyonu ölçüldüğünde değer normal çıkar,
ama görme sinirinde glokoma bağlı hasar bulunur.
Bu duruma normal basınçlı glokom denir.

Bu hastalarda sinir yapısı daha hassastır.
15–16 mmHg bile sinire zarar verebilir.
Bu yüzden ölçüm değerleri normal görünse bile,
optik sinir ve retina taraması (OCT) mutlaka yapılmalıdır.

Göz Tansiyonuna Doğal Çözümler

Göz Tansiyonuna Doğal Kürler ve Yaşam Tarzı Önerileri

Öncelikle şunu vurgulamak isterim:

Glokom tedavisinde doğal çözümler tek başına yeterli değildir.
Ancak ilaç tedavisine destekleyici olarak, bazı yaşam tarzı değişiklikleri ve beslenme düzeni görme sinirini koruyabilir.

Şimdi bu konuda bilimsel temelli önerilere geçelim.

1. Düzenli Sıvı Tüketimi — Ama Aşırı Değil

Göz içi basıncı, vücut sıvı dengesinden etkilenir.
Ani su yüklemesi (örneğin bir anda 1 litre su içmek)
basıncı geçici olarak artırabilir.

Doğrusu:

  • Gün içinde az az ve sık su için.

  • Ortalama 2–2,5 litre sıvı alın ama bunu saatlere bölün.

  • Özellikle sabahları suyla güne başlamak göz damarlarını rahatlatır.

2. Kafein Tüketimini Azaltın

Kahve, çay, enerji içecekleri kafein içerir.
Kafein, kısa süreli olarak göz içi basıncını yükseltebilir.

Bu nedenle glokom hastalarına şu öneriyi yapıyorum:

“Bir fincan Türk kahvesi keyiftir; ama günde üç fincan olursa basınç değeriniz değişir.”

Alternatif olarak bitki çayları (ıhlamur, melisa, yeşil çay) tercih edilebilir.

Düzenli Egzersiz Yapın

Aerobik egzersizler (yürüyüş, yüzme, yoga, hafif koşu),
göz içi basıncını düşürmede yardımcı olabilir.

Ancak başın uzun süre aşağıda kaldığı egzersizlerden — örneğin ters duruşlu yogalardan — kaçınmak gerekir.

Doktor notu:
Egzersiz göz damarlarını genişletir, oksijenlenmeyi artırır ve
glokomun ilerlemesini yavaşlatabilir.

4. Sigara ve Alkol Göz Düşmanıdır

Sigara, damar yapısını bozarak göz sinirlerinin beslenmesini azaltır.
Alkol ise göz içi sıvı dengesini bozar, ani basınç dalgalanmalarına yol açabilir.

“Bir bardak şarap zararsızdır” klişesine inanmayın;
glokom hastasıysanız, tamamen uzak durmanız en güvenlisidir.


5. Stres Yönetimi

Kronik stres, kortizol hormonunu artırır.
Kortizol de tıpkı bir steroid ilaç gibi göz içi basıncını yükseltebilir.

Meditasyon, nefes egzersizleri ve düzenli uyku glokom kontrolünü destekler.
Göz sağlığı için “rahat bir sinir sistemi” en az ilaç kadar önemlidir.

6. Uyku Pozisyonu

Yüzüstü uyumak göz basıncını artırabilir.
Bu nedenle sırt üstü veya yan pozisyonda uyumak,
özellikle gece glokomu olan hastalarda faydalıdır.

Ortopedik yastık kullanmak da başın pozisyonunu dengede tutar.

Göz Sağlığı İçin Beslenme ve Vitaminler

Beslenme, glokom tedavisinin “sessiz ama güçlü” destekçisidir.
Bazı besin maddeleri sinir hücrelerini oksidatif stresten koruyarak
glokomun ilerlemesini yavaşlatabilir.

1. Antioksidan Zengini Besinler

Serbest radikaller, göz sinirlerine zarar verir.
Antioksidanlar bu süreci durdurabilir.

Tabağınızda şu renklere yer verin:

  • Yeşil: Ispanak, brokoli, pazı

  • Turuncu: Havuç, balkabağı

  • Mor: Yaban mersini, kara üzüm

  • Kırmızı: Domates (likopen kaynağı)

💬 “Göz için en iyi vitamin havuçtur” derler.
Doğrudur, ama tek değildir.
Ispanak, kara lahana, yumurta sarısı da lutein ve zeaksantin açısından çok değerlidir.

2. Omega-3 Yağ Asitleri

Balık yağı (somon, sardalya, uskumru),
gözdeki sinir hücrelerinin zar yapısını güçlendirir.
Ayrıca damar dolaşımını iyileştirerek
göz içi basınç dalgalanmalarını azaltabilir.

Haftada en az 2 porsiyon balık tüketmek önerilir.

3. C Vitamini, E Vitamini ve Çinko

  • C Vitamini: Göz içi damarlarını destekler, bağışıklığı artırır. (Narenciye, kivi, biber)

  • E Vitamini: Retina hücrelerini korur. (Badem, fındık, ay çekirdeği)

  • Çinko: Görme pigmentlerinin oluşumunda rol oynar. (Kırmızı et, yumurta, kabak çekirdeği)

Bu üçlü, gözdeki oksidatif stresi azaltarak sinir hasarını önler.

4. Bitkisel Takviyeler (Doktor Onayıyla)

Bazı bitkisel desteklerin glokom sürecinde faydası gözlenmiştir:

  • Ginkgo biloba: Retina dolaşımını artırır.

  • Yeşil çay özütü: Antioksidan etkili polifenoller içerir.

  • Omega-3 kapsülleri: Göz yüzeyini nemli tutar.

Ancak hiçbiri reçeteli ilaçların yerini tutmaz.
Takviye kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın.

Göz Tansiyonuna Buz İyi Gelir mi?

Son yıllarda internette sıkça paylaşılan önerilerden biri,
“göz tansiyonuna buz kompresi yapmanın iyi geldiği” yönündedir.
Bu iddia kısmen doğrudur ancak dikkatli olunması gerekir.

Soğuk uygulama, yüzeydeki damarları daraltarak geçici olarak ödemi ve iltihabı azaltabilir.
Ancak göz tansiyonu, göz içi sıvısındaki basınç artışıyla ilgilidir.
Bu nedenle buz kompresi göz içi basıncını doğrudan düşürmez.

Soğuk uygulama yalnızca göz çevresinde ağrı veya dolgunluk hissi olduğunda destekleyici olarak kullanılabilir.
Doğrudan göze temas ettirmek, korneada donma veya tahrişe neden olabilir.

Doğru uygulama şekli:

  • Temiz bir bezi buz torbasının üzerine koyun.

  • Göz kapaklarınız kapalıyken kısa süreli (1 dakika) uygulama yapın.

  • 1-2 dakikalık aralıklarla tekrarlayabilirsiniz.

  • Gözün içine veya açık göze asla buz değdirmeyin.

Buz kompresi basıncı düşürmez, sadece geçici rahatlama sağlar.
Bu nedenle, buz uygulamasını bir tedavi yöntemi olarak değil, destekleyici bir yöntem olarak görmek gerekir.

Evde Göz Tansiyonu Nasıl Düşürülür?

Glokomun kalıcı tedavisi ancak tıbbi müdahale ile mümkündür.
Evde yapılan uygulamalar hastalığın ilerlemesini durdurmaz,
ancak göz içi basıncının ani artışlarını önlemeye yardımcı olabilir.

Aşağıdaki yaşam tarzı önerileri, ilaç tedavisini desteklemek amacıyla uygulanabilir.

Su Tüketimini Dengeleyin

Bir anda fazla miktarda su içmek göz içi basıncını geçici olarak artırabilir.
Bu nedenle suyunuzu gün içine yayarak içmeniz daha doğrudur.
Günde 2 litre civarında su tüketmek yeterlidir.

Kafein Tüketimini Azaltın

Kahve, siyah çay ve enerji içecekleri kafein içerdiği için bazı kişilerde göz içi basıncını yükseltebilir.
Mümkünse bu içeceklerin miktarını azaltın veya bitki çaylarını tercih edin.

Uygun Uyku Pozisyonu

Yüzüstü uyumak göz içi basıncını artırabilir.
Sırt üstü veya yan pozisyonda, başın hafif yukarıda olduğu bir şekilde uyumak daha güvenlidir.
Bu, özellikle gece basınç yükselmelerini önlemede etkili olabilir.

Düzenli Egzersiz

Yürüyüş, yoga ve yüzme gibi hafif egzersizler göz içi dolaşımı iyileştirir.
Ancak baş aşağı duruşları içeren hareketlerden kaçınılmalıdır.
Egzersiz, damar sağlığını destekleyerek göz sinirinin beslenmesine yardımcı olur.

Stresi Azaltın

Stres hormonları (özellikle kortizol) göz içi basıncını yükseltebilir.
Düzenli uyku, derin nefes egzersizleri ve sakin yaşam alışkanlıkları
göz tansiyonu kontrolünde önemlidir.

Sigara ve Alkolü Bırakın

Sigara göz damarlarını daraltır, alkol ise sıvı dengesini bozar.
Her iki madde de glokomun ilerlemesini hızlandırabilir.
Bu alışkanlıklardan tamamen uzak durmak sinir hücrelerinin korunmasına katkı sağlar.

Antioksidan ve Vitamin Desteği

Beslenmede antioksidan zengini gıdalar tercih edilmelidir:
ıspanak, brokoli, havuç, yaban mersini, ceviz ve balık gibi.
Omega-3, C ve E vitamini göz sağlığı için önemlidir.
Takviye kullanmadan önce mutlaka doktorunuza danışın.

Göz Damlası Kullanımını Aksatmayın

Göz tansiyonunu kontrol altına alan asıl tedavi, düzenli kullanılan göz damlalarıdır.
Bu ilaçlar basıncı düşürür ve sinir hasarını önler.
İlacınızı iyi hissetseniz bile bırakmayın;
glokom genellikle belirti vermeden ilerler.

Evde Uygulanmaması Gereken Yöntemler

Bazı yanlış bilgiler göz sağlığı açısından risklidir.
Şu yöntemlerden uzak durulmalıdır:

  • Göze bitkisel yağ, soğan suyu veya sarımsak suyu damlatmak

  • Bitkisel karışımları doktora danışmadan kullanmak

  • Buzu doğrudan göze koymak

  • İnternette önerilen “göz tansiyonu kürleri”ni tıbbi kontrol olmadan denemek

Bu tür uygulamalar kornea yanığı, alerjik reaksiyon veya enfeksiyona yol açabilir.

TIKLA
RANDEVU
AL
Lütfen "Ben robot değilim" olarak işaretleyiniz.