Göz Kuruluğu Tedavisi
Göz kuruluğu toplumda sıklıkla karşılaşılan göz problemlerinden biridir. Sağlıklı gözler için gözyaşı miktarı ve kalitesi önemlidir. Gözyaşının temel işlevi korneanın beslenmesi ve göz yüzeyinin nemlendirilmesidir. Bu işlevin yerine getirilmesiyle korneanın yüzeyinin optik kalitesi kusursuzlaşmaktadır.
Göz kuruluğu, gözyaşı kalitesi ve miktarı yeterli olmadığı durumlarda ortaya çıkmaktadır. Gözyaşı yeterli olmadığı zamanda göz yüzeyi yeterli oranda nemlenmez ayrıca gözyaşının biyokimyasal bileşenlerindeki bir eksiklik de yeterli nemlenme dışında korneanın yetersiz düzeyde beslenmesine sebep olmaktadır. Gözyaşının 3 temel bileşeninden (mukus, su ve yağ) birinin eksikliği, gözyaşının hızla buharlaşmasına sebep olmaktadır.
Göz kuruluğu belirtileri, gözlerde kaşınma, batma ve yanma hissi gibi rahatsızlık veren durumlarla birlikte görüşte bulanıklaşma gibi semptomlarla kendini gösterebilmektedir.
Kuruluk sonucunda gözler enfeksiyonlara açık hale gelmekte ve göz yüzeyi tahrişe açık hale gelmektedir. Bu yüzden kuruluk şüphesi olan kişilerin vakit kaybetmeden bir göz doktoruna başvurmaları önemlidir. Tedavi edilmediği veya geç kalındığı durumlarda kalıcı görme kaybı oluşabilmektedir.
Erken tanı birçok göz hastalığında olduğu gibi tedavi başarısını olumlu yönde etkilemektedir. Genel olarak her yaş grubunda görülebilmekte olup 40-60 yaş aralığında daha sık görülmektedir. Ayrıca kadınlarda erkeklere göre daha sık oranda görülür.
KONU BAŞLIKLARI
Göz Kuruluğu Nedir?
Göz kuruluğu, çeşitli sebeplerden dolayı gözyaşının azalması veya kalitesinin bozulması nedeniyle gözün ön yüzeyinin yeterli düzeyde nemlendirilmemesi ve bu tabakanın gerektiğinden daha kuru olması problemidir.
Göz çevresinde bulunan lakrimal bezler sayesinde gözyaşı salınımı gerçekleştirilmektedir. Gözyaşı ise 3 temel katmandan oluşmaktadır. Bunlar mukus tabaka, aköz tabaka ve en dıştaki yağlı tabakadır.
Gözyaşı sayesinde göz nemli kalmaktadır. Ayrıca göz yüzeyinin nemli olması sayesinde göz hem toz, rüzgar gibi dış etkenlerden hem de mikroplardan korunur. Kuruluk problemi ile birlikte göz dış etkenlere daha açık hale gelmektedir. Ayrıca korneanın dış katmanında yara dokusu oluşabilmesi ihtimali belirmektedir.
Göz kuruluğu tanısı koyulmuş kişilerde gözün rahatlamasını sağlayacak düzeyde gözyaşı salınımı yoktur veya ana bileşenlerdeki eksiklikten kaynaklı olarak gözyaşı kalitesi yeterli düzeyde değildir ve buharlaşma oranı yüksektir.
Aköz yetmezlik ve hiperevaporasyon olmak üzere iki alt tipe ayrılmaktadır. Aköz yetmezlik gözyaşı üretimindeki yetersizliği ifade etmektedir. Hiperevaporasyon ise gözyaşındaki aşırı buharlaşmayı ifade etmektedir.
Göz kuruluğu geçici veya kronik olabilmektedir. Eğer problem uzun süreli devam ediyorsa kronik olduğu anlamına gelir. Genellikle yeterli düzeyde gözyaşı üretilememesi veya çok hızlı buharlaşma problemi nedeniyle kronikleşme ortaya çıkar. Geçici kuruluk ise çoğunlukla çevresel faktörlere bağlı olarak gelişir ve bu faktörlerin değişimiyle son bulur.
Göz Kuruluğu Nedenleri Nelerdir?
Göz kuruluğunun temel iki nedeni gözyaşının yetersiz üretimi ve hızlı buharlaşması olup bu iki durumun ortaya çıkmasında çeşitli çevresel ve fizyolojik sebepler söz konusudur. Kuruluk probleminin ortaya çıkışından sonraki süreçte hasta göz doktoruna başvurduğu taktirde göz doktoru tarafından problemin temel nedeninin anlaşılması için hastaya bir takım sorular sorulur ayrıca çeşitli tetkikler uygulanarak problemin nedenini ortaya çıkartılmaya çalışılır.Göz kuruluğuna ne iyi gelir sorusu, sık sorulan sorulardan biridir. Aşağıdaki nedenlerin azaltılması problemin giderilmesini sağlayabilir.Kuruluğa neden olan temel sebep veya sebepler ortaya çıkartıldıktan sonra hastaya uygun olarak tedaviye başlanır. Göz doktoru tarafından gerekli görüldüğü taktirde, hastanın kendisine çevresel faktörlerin ve yaşam tarzının değişikliğine yönelik bir takım önerilerde bulunabilir.
Göz kuruluğu nedenleri temel olarak aşağıdaki gibidir:
Sigara Kullanımı
Yüksek düzeyde sigara dumanına maruz kalma ve tütün ürünlerinin düzenli olarak kullanımı, normalde gözün dış yüzeyi nemliyken bu nemin kurumasına sebep olur.
Yaşlanma
Yaş ilerledikçe metabolizma tarafından gözyaşı üretimi azaltılmaktadır. Bu yüzden yaşlanmanın doğal bir sonucu kabul edilebilir. Özellikle 50 yaş sonrası göz kuruluğu görülme sıklığı artmaktadır. Bu yaşlardan itibaren kişilerde kuruluk belirtilerine daha fazla rastlanır.
Rüzgarlı Dış Ortamda Çok Fazla Vakit Geçirmek
Ortalama hava sıcaklığı derecelerinin düşük olduğu ve sert rüzgarların yoğunluklu olarak mevcut olduğu iklimlerde yaşayan insanlarda benzer problemlerin görülme oranı daha yüksektir. Bu durumun temel nedeni, sürekli olarak rüzgara maruz kalmanın gözün dış yüzeyindeki gözyaşının daha hızlı şekilde buharlaşmasına neden olmasıdır. Bunun sonucunda kronik göz kuruluğu problemi ortaya çıkar.
Kontakt Lens Kullanımı
Kontakt lenslerin yanlış kullanımı göz kuruluğu riskini ortaya çıkartmaktadır. Kontakt lenslerin kullanımıyla korneaya yeterli düzeyde oksijenin ulaşmamasına neden olabilir ve bu durum sonucunda gözyaşı bileşenlerinden olan yağ miktarında azalma gerçekleşebilir. Bunun sonucunda gözde kuruma ve nem kaybı sorunu ortaya çıkabilir.
Alerjik Rahatsızlıklar
Çeşitli alerjik maddelerle temas halinde gözlerde sulanma, kızarıklık, kaşıntı ve batmalar oluşabilmektedir. Alerjik problemlerin giderilmesine yönelik antihistaminik ilaç kullanımı öncesinde göz kuruluğu şikayeti olan birinde bu problemi ilerletebilmektedir.
Göz Kapağındaki İltihaplanmalar
Göz kapağı iltihaplanması diğer adıyla blefarit sonucunda göz kapağında gelişen enflamasyonla kirpiklerin iç ve dış kısmında bulunan yağ bezelerinde tıkanıklık meydana gelir. Bu durumda göz kuruluğuna neden olur. İltihaplanmanın tedavi edilmesiyle birlikte kuruluk şikayeti de giderilmiş olur.
Düzenli Olarak Çeşitli İlaçların Kullanımı
Uzun süreli ve düzenli olarak bazı ilaçların kullanımı gözyaşı bileşenlerinden olan mukus, su ve yağ bileşenlerinden herhangi birinin üretiminde azalmaya sebep olabilmektedir. Bu tip bir azalma sonucunda gözyaşının hızlı bir biçimde buharlaşması sorunu ile birlikte göz kuruluğu problemi ortaya çıkar. Çeşitli alerjik ilaçlar ve anti-depresanlar ile birlikte idrar sökücüler ve bazı tansiyon ilaçları bu tip bir problemin oluşumuna neden olabilmektedir. Eğer bu ilaçların kullanımı ile birlikte kuruluk problemi ortaya çıktığı düşünülüyorsa vakit kaybetmeden bir doktora başvurulmalıdır.
Uzun Sürekli Ekran Başında Vakit Geçirme
Çağımızda teknolojinin gelişimi ile birlikte değişen çalışma koşulları ve günlük hayatın getirileri dolayısıyla bilgisayar başında geçirilen vakit ve cep telefonu kullanımı süresi hayatımızda ciddi oranda yer kaplamaktadır. Bu cihazların kullanımı göz kırpma sürelerimizi azaltmakla birlikte gözün nemliliğine ciddi bir biçimde olumsuz etkiye sahiptirler. Her 20 dakikada bir olacak şekilde mola vererek gözlerimizi farklı bir noktaya çevirmek ve gözlerin dinlenmesini sağlamak göz kuruluğunun önüne geçilmesi bakımından önemlidir.
Sjörgen Sendromu
Sjörgen sendromu, beyaz kan hücrelerinin dış salgı bezlerine saldırısı sonucunda kendini gösteren otoimmün bir hastalıktır. Bu hastalıkla birlikte tükürük ve gözyaşı bezleri etkilenen dokuların başında gelir. Bu etkilenme ile birlikte her iki bezede de oluşan problemlerle birlikte tükürük ve gözyaşı üretiminde azalmalar meydana gelir ve göz kuruluğuna yol açar.
Yetersiz Su Tüketimi ve Dehidrasyon
Havaların ısınmasıyla birlikte göz yaşımızın buharlaşma oranında da artış meydana gelmektedir. Gün içinde yeterli su tüketimi sağlanması halinde kuruluğun önüne geçilebilir.
A Vitamini Eksikliği
A vitamini göze iyi gelen vitaminlerden biridir ve göz sağlığının korunması açısından son derece önemlidir. A vitamini eksikliği ile birlikte sadece göz kuruluğu değil, gece körlüğü ve korneada yumuşama gibi diğer göz problemleri de ortaya çıkabilir. Özellikle A vitamini açısından zengin besinlerin tüketimi ile bu eksiklik giderilebilmektedir.Problemin daha az rastlanan diğer nedenleri aşağıdaki gibidir:
- Sık uçak yolculuğu,
- Cinsiyet,
- Lazer ameliyatı sonrası kısa süreli yaşanan kuruluk,
- Omega 3 eksikliği,
- Göz kırpma refleksindeki bozulmalar,
- Göz kapağının göz yuvarlığından sarktığı rahatsızlık durumu (Ektropion),
- Göz kapağının içe döndüğü rahatsızlık hali,
- Bağışıklık istemiyle ilgili çeşitli sistemik hastalıklar,
- Gözün uzun süre zararlı ışıklara maruz kalmasıdır.
Göz Kuruluğuna Ne İyi Gelir?
Göz kuruluğuna ne iyi gelir sorusu, birçok kişi tarafından sorulmaktadır. İç Anadolu ve Doğu Anadolu gibi karasal iklimin yoğun olduğu yani kuru ve soğuk havanın hakim olduğu iklim şartlarında göz kuruluğu problemine daha sık rastlanmaktadır. Buna benzer şekilde kapalı ve klimalı ortamlarda havanın kuruması ve bu tip ortamlarda yoğun geçirilen vakitler dolayısıyla kuruluk problemi görülebilmektedir. Bu konuda ve diğer bazı konularda problemin azaltılmasına yönelik alınabilecek bazı önlemler şu şekildedir:
- Ortamın havasının nemlendirilmesinin sağlanması,
- Uzun süre sabit olarak bir ekrana bakmamak ve 20 dakikada bir gözleri dinlendirmek,
- Göz sağlığına faydalı gelecek şekilde beslenme alışkanlığı edinmek,
- Sigara ve tütün ürünleri kullanmamak kullanılan ortamlardan uzak durmak,
- Gerektiğinde doktor tavsiyesi üzerine verilen göz damlalarını düzenli olarak kullanmak,
- Göz çevresi ve kirpik temizliğine önem ermek,
- Bol su tüketmek,
- Çok rüzgarlı ve kuru havalarda gözleri koruyucu gözlükle kullanmak
gibi tedbirler, göz kuruluğuna ne iyi gelir gibi merak edilen bir sorunun yanıtı olabilir.
Göz Kuruluğu Belirtileri Nelerdir?
Göz kuruluğu belirgin ve açık şekilde belirtiler vermektedir. Kişi bu belirtileri kendi kendisine anlayabilir ve kuruluğa yönelik tedavinin bir an önce başlaması için vakit kaybetmeden bir göz doktoruna başvurmalıdır. Kuruluk nadiren tek gözü etkilemekle birlikte genellikle her iki gözü birden etkiler. En sık rastlanan göz kuruluğu belirtileri aşağıdaki gibidir:
- Gözde batma, yanma, kızarıklık, kaşıntı,
- Işığa karşı hassasiyet,
- Kontakt lens kullanımı sırasında gözde rahatsızlık,
- Göze yabancı cisim kaçmış hissi,
- Göz kırpınca düzelen görüşte bulanıklaşma,
- Gözde yorgunluk hissi ve bazı durumlarda oluşan ağrı,
- Gece sürüşünde zorlanma,
- Tahriş sebebiyle gözlerde sulanma,
- Rüzgarlı ve dumanlı ortamlarda gözlerde hassasiyet artması,
- gibi belirtiler en sık rastlanan göz kuruluğu belirtileridir.
GÖZ DOKTORLARIMIZDAN RANDEVU ALMAK İÇİN TIKLAYIN
Göz Kuruluğu Tedavisi Nasıl Yapılır?
Göz kuruluğu tedavisi öncelikli olarak göz muayenesi ile başlar. Hastada problemin varlığı ve ne kadar ilerlediği bu muayene sonucunda ortaya koyulur. Problemin nedeni yetersiz gözyaşı üretimi veya gözyaşının hızlıca buharlaşması olabilmektedir. Muayene sonraki aşamada göz doktoru hastaya özel olarak nasıl bir tedavi izleneceğini belirler.
Tedavideki esas amaç göz yüzeyinin kaybettiği nemin kalıcı olarak geri kazandırılması ve korneanın yüzeyinde oluşabilecek ileri derece bir tahrişin engellenmesidir.
Göz kuruluğu tedavisi için yöntemler hastalığın nedenine göre değişmektedir. Çeşitli yapay gözyaşı damlaları, antibiyotikler, punktum oklüzyonu, sıcak kompres ve lazer tedavisi uygulanabilmektedir.
Kuruluğun sebebi sistemik hastalık kaynaklıysa ayrıca bu hastalığın tedavisi için de ayrı bir yol izlenmektedir. Ayrıca hastaya göz doktoru tarafından çeşitli sorular sorularak, hastanın durumuna özel olarak kuruluğa sebep olacak çevresel faktörler öğrenilir ve gerekli görüldüğü taktirde hastaya yaşam tarzında değişiklik yapmasına yönelik çeşitli tavsiyelerde bulunulabilir.
Göz Kuruluğu İçin Damla
Suni Gözyaşı Damlaları ve Jeller: Göz kuruluğu tedavisi için en sık kullanılan tedavi yöntemlerinden biri de suni gözyaşı damlaları ve jellerdir.
Kuruluk problemi olan hastalarda gözyaşının gözde kalma süresi de az olduğundan suni gözyaşı kullanımı sayesinde göz yüzeyi nemlendirilerek hastanın rahatlaması sağlanır. Kuruluk derecesine göre hastaya uygun damla ve jel göz doktoru tarafından reçete edilir.
Hastalığın derecesine göre tek başlarına veya başka damlalarla birlikte kullanılırlar. Bilgisayar ve tablet gibi ekranların başında fazla zaman geçirmekten kaynaklı kuru göz şikayeti olan hastalar için düşük yoğunluklu damlalar tercih edilirken, ileri derecedeki hastalar için hyalüronik asit içeren gözyaşı damlaları tercih edilebilir.
Steroidli Damlalar: Suni gözyaşı damlası ve jeli kullanımı sonrasında, kızarıklık, batma ve yanma şikayetleri düzelmeyen hastalar için göz yüzeyine etki eden steroidli dalalar kullanılabilmektedir. Bu damlaların kullanımı hususunda göz doktoru hastanın durumuna özel olarak karar verir.
Siklosporin Damlalar: Göz kuruluğu nedeni yüzeydeki iltihaplanmaysa siklosporin damla veya kortizonlu damla tedavi yöntemlerine başvurulabilir.
Antibiyotik Tedavisi: Kuru göz probleminin nedeni blefarit ise gözyaşı bileşenleri içerisinde yağ eksikliği yaşanabilir. Bu nedenden dolayı iltihabı temizlemek için ağızdan veya damla şeklinde antibiyotik tedavisi uygulanabilir.
IPRL Lazer İle Tedavi Yöntemi
Her iki göz kapağına da özel bir jel sürüldükten sonra göz kapakları üzerine IPRL lazer uygulaması yapılmaktadır. Tedavinin amacı çalışmayan tıkalı bezlerin açılmasıdır. Uygulama her iki göz için toplam 2 dakika kadar sürmektedir. Tedavi 15 günde bir olmak üzere toplam 3 vaya 4 seans uygulanabilir.